30 Kasım 2012 Cuma

Geçen günlerin adı"İhbar'lıcığın samimiyet"Liderliği..

Sabah uykudan uyandığımda şöyle mahzun mahzun Bektaş tepesine bakarken içime bir sıkıntı düştü. Haftalar öncesinde gelen dik duruşumun ardına saklanan öfkeli kalabalığın varlığı ile ters düşüp sorguladığımda , uçup giden birlikteliklerin ardına kadar saklananların hırsızın ve  arsızın  bakışlarında sırıtan ahlaksız sevinçleri ile mahalle aralarına kaçan kapkaççı düşüncelerin nasıl Alanya'dan temizlendiğini de görmek için  derin bir soluk aldım..Bu şehrin anahtarına sahip olmak değil,bu şehrin sevinçlerine sahip çıkmanın daha etik olduğunu düşünerek deniz kokan bahçemden gelen Avako'da ağacının hafif çığlığı ile sokağa kendimi attım..
  Muz ağaçları ile deniz kenarında kıyıya yaslanan kumların arasına dağılan sonbahar müzikleri ile süslenen ağaç yapraklarını süpüren işçilerin tedirgin ancak içinden hiç bir  hıyanet beslemeden süpürgesi ile parke taşlarını dövmesi şehirde acayip bir sisin hakim olduğu kanısı ile adım adım "Simit Dünyası"ında kendi kendine  hesaplaşanların piyasa yaptığı "Hamuru Mayasız" olanların iç çekerek yedikleri "Saray Böreği"nin nefis kokusu ile buluşan hainliklerine doğru yol aldım..Çok uzun tümceler ile sokak sokak dolaşırken bir adım ötede bulunan kendime ait bir başkasının gözünde şehre puştluk çöken manzarası ile kapı aralığından yıllarca açtığım demir yükünü indirdiğimde bana boz  bulanık bakan gözlerde ,silik sevimsizliğin yanı sıra utanmışlığın resmine doluşan raflarda aranan ayıbın adres defterini tutan biri olarak kendi kendime küfür ettim.Bu nasıl bir kahpelik diye"kimin sofrasına davetsiz konuk oldum,kimin elinde ki ekmeği habersiz böldüm,kimin tabağında ki etin ortağı oldum ,daha doğrusu kimin alın terine saldırdım"..Bunların hiç birini yapacak kadar sıradan biri olmadım.Sessiz kalmamı bekleyenlerin oval tabaklarında gülücük dahi olamadım.Çaresizliğin,ihbarcılığın  yani bir başka deyiş ile paranın adresine yolculuk  yapmadığımı,ayakları üzerinde duran,direnen  dik duruşumun saygın bakışları altında konuklarımı tek tek yolcu ettim...Buraya kadar şerefsizliğin yolculuğu..
  Ben bu şehirden bir şey çalmadım,kimseye kaldırımda umut satmadım,bir başkasının zekası ile proplem çözmedim,doğrusu  olan ne varsa söylemekten yana yandaş olmadım..Kimsenin karın ağrısı yada gölgesi olmak bir yana bir başkasının gözüne baka baka "Dua " dahi etmedim..Benim "Allah"a olan inancım ile kulun kendi  iç pazarlığından hep uzak durdum.Bunu hayat felsefemde görev kabul ettim.Bu şehvet düşkünü Kapitalizmin iğrenç sofrasında birilerinin davetlisi yada o davetten evladıma yemek götüren "Aylık"çısı yada yandaşı da değilim.."Vip" biletini alıp bir başkasına binlerce liraya satan ,ekstra "Haberci "si asla olmadım..Sıradan ancak yazdıkça birilerinin paylaştığı pastanın ne  bal mumu nede kaymaklı yazısının çilekli tatlısı olmayacağım..Kızmayın sevgili birliktelik,benden alamayacağınız kadar "Şerefsiz " değilim..Saygılar sevgili"Twitter" samimiyeti..
      Ben bilirim mapusta "İhbarcı"yı sevmezler,adına "Bülbül "derler..Hemen "Öttüğü" için kaşığı herkesten sonra tabağa daldırır,boğazından geçen suyun kaldırma gücü ile nefes alırlar..Bakışlar" yorgun yaşam  "Oruspuluğu"nda hayatın vesikalı dostluğun "Kondom"u gibidir...Ne kokulusu nede "Larçı "bulunur bunlar ayarı ancak malın şekline göre alırlar.Şık olmadı biliyorum ancak dedim ya ihbarcıyı sevmeyen biri olarak ne arkadaşımı nede onun gölgesine sığındım,deli olan yanımı utanmazlığın üstüne sererek adam olmanın dayanılmaz hazzı ile sevgiye düşen bir kara leke olan"Jurnal"ler ile beslenmedim.Biz Anadolu'yuz,bu gün günlerden "İhbarcılık"bu sabah uyandığımda Evkaf"tan gelen ile haysiyet mücadelemde kazanan ben oldum.Kaybedenin sofrasında"Haram"olan bir lokma olmaktan daha iyidir diye dönüş yolunda inadına sevdiğim sokak lambaları altında zuladan para sayan utanmazlığın  gölge oyununda ne kadar zor yol alsam bile bu satırlar arasında gezinen edepsizliğin tasvirine bulaşanların geldikleri noktada bir satır arasında koyduğum noktalar ile kendime sonsuz saygı duydum..
        Günün özeti,zaman ayıranların "Emek" ile yazılmış sevecenliğine  "Puştluk" ile saldıranların öyküsü..Kahramanları kendi kendilerine yer beğensinler,vizyona giren hırsızlığın seyirci rekoru kırması bekleniyor..Afiş adı "Yeşilçam"kaldırımlarında ise son şekli ile"Bugün günlerden İhbarcılık."..
    Kazandınız  değer,anlayamayacağınız kadar sıradan ..İmza atmayı denemeyiniz,kimse sizin kadar silik olmaz!!