9 Ocak 2012 Pazartesi

Anlaşılmayan bir lig

       Sezon başında yer aldığımız Spor Toto 2.Lig Kırmızı Grup, kimilerine göre denk,kimilerine göre müsait,kimilerine göre de kasaba takımlarının mücadele ettiği bir lig havasındaydı.İlk hafta deplasmandan aldığımız 1461 Trabzon dış saha  galibiyeti ile başlayan serüvende 2.hafta iç sahada kazanılan  Fethiye maçı  ile tavan yaptığımız tribündeki   taraftar yoğunluğu  ile ligde bir ara öne çıkan Alanyaspor da hedef her ne kadar ilk 10 olarak açıklansa bile  içeride esen rüzgarın stadyuma yansıması doğal olarak beklentileri ön plana çıkarmıştı.Ligler başlamadan önce gruptaki takımları inceleyip yazdığımız yazıda bu takımın kadro yapısı ile ilk 5 oynayabileceğini açıklarken ,adeta bu grubun da iç yapısını özetleyerek denk takımların içerisinde Telekom ve Körfez ağırlıklı olan  takımızın Muharrem Uğur birlikteliğini son derece uyumlu olmasının avantaj olduğunu alt liglerde yaşanılmış bir tecrübe olarak değerlendirmiştim.Göze hoş gelmeyen,sadece savunma düşüncesi ile oynanan bir futbolun 3.ligden  yeni gelmiş 4 takımın mücadelesinde ilk  10’nu hedef olarak konmasını önce kanıksamış ancak sonra makus bir kader olarak algılamıştım .Grupta ,A.Demirspor gibi ligde hedefi olan bir takımın bulunduğu ancak yaşadıkları takım olamama adına başarısızlıkları  ve  kadro kalitesi olarak  ikinci planda tuttuğumuz Fethiyespor'un oynadığı futbolu gördüğümüz günden sonra Alanyaspor'un katı savunma anlayışı ile bir çok deplasmandan puan toplayacağını açıkça belirtmiştik.İç sahada alınan A.Demirspor mağlubiyeti ile sarsılan takımımız çıktığı tüm deplasmanlardan yenilmeden tek dönen takım ünvan’ını da elinde 
bulundurması da buna bir örnektir.Dolayısıyla savunmada başarılı olduğumuzu söylesek bile,ligde en çok gol atan futbolcuya kalemize koruyamadığımız da belirtmeden geçemeyeceğim.!
       Oba stadyumuna bir türlü alışamayan Alanyaspor istediği oyunu müsait rakiplerine yansıtırken galip gelme adına yaşadığı kötü  sendromunu bir türlü üzerinden atmadı.Bandırmaspor maçı ile başladığını sandığımız iyi mücadele eden yapımımız ve kimilerinin dediği gibi kadro  derinliğini yakaladığını düşünmek  bence popülist bir yaklaşımdan öte değildir.Bandırmaspor'un grupta ikinci yılı olmasında rağmen sanki yılların tecrübesi varmış gibi lige fırtına gibi girerken son haftalara doğru sakatlıkların artması ve takımın gol yollarındaki eksiklerin fazla olması takım olma adına önemli bir düşüşü gösterdiği kendi teknik ekiplerinin açıklaması ile teyit edilmiştir.Oba da oynadığımız maçlardan önce bu takımın aldığı sonuçlar değerlendirilince temposu düşen adeta ligde dengeleri A.Demirspor'dan sonra en çabuk bozulan takım olması özelliğini de korumuştur.A.Demirspor ve Altınordu’ya iç sahada verdiğimiz 6  puanı kimsenin tartışmadığı bir yoksunluk ile yola devam edilmiş ,oynanan futbolun iyi ancak sonucun  talihsiz bir kaza olduğu  düşünülerek basit bir yorum ile noktalanmıştır.Oba'da seyrettiğimiz Bandırmaspor  ,mücadelede etmeyen ,pas yapamayan adeta içi boşalmış bir takım hüviyet'indeyken  bu kadar bozulduğunu  ancak ikinci yarı da çözen teknik ekip ve 10 kişi kalmış bir takımdan alınan 1 puan başarı olarak kabullenilmiş ve bu bile liderden alınan en iyi sonuç olarak düşünülmüştür!Kızılcahamamspor maçında ilk yarı boyunca pozisyon üretemeyen Alanyaspor ,45 dakikalık bölümde rakip oyuncun 1 metreden kaçırdığı gol pozisyonun dışında net bir fırsat yakalayamadan soyunma odasına gitmişti.Ne olduysa 12 sırt numaralı oyuncunun golden sonra sevincini tahrike dönüştürmesi ile tribünleri hareketlendirirken  bir anda Oba stadyumundaki taraftarın   coşkusu ile beraber  83.dakikada gelen  gol rakibi ruhen çökertirken Oba çimlerine gömülen "Fair Play" ahlakını önleyecek kadar kuduran bir takıma verilen puanı asla unutmazken ,taraftar gücünü de asla bir kenara bırakmayacağız.İyi oynadığımızı sandığımız maçlar bunlar,dış sahada alınan beraberlikler için atamadığımızı iyi bildiğimiz için savunduğumuzda öne çıkan güçlü yapımız ile yenilmiyoruz.10 kişi ile maça çıkan  Mardinspor'u zor da olsa yenmenin   en iyi yorumunu  bir futbolcu arkadaşımız şöyle dile getirdi,çaresizlik içinde mücadele edenlere insanın acıyası geliyor..
         Hedef açıklandığı biçimde iki maç eksiği ile tamamlanmıştır.Geçen yıl 17 hafta sonunda topladığımız 21 puan ile kıyaslarsak 15 maçta alınan 20 puan  başarı değildir,.Nitekim hocanın dediği gibi ilk yarı boyunca alınan skorlardan memnun değilim derken grubun uygunluğunu geç de olsa anlayan bir teknik ekibin geldiği noktada toplanması gereken en az 26 puanın olması kaçırılmış ve ilk beş düşüncesi   şaşkınlıklar arasında yitirilmiştir.
      İkinci yarıda  birbirine uzak ama kadro yapısı ile bir kaç takımın dışında ayrı olacağı düşünülmemelidir.Bir çok takım kadrolarını güçlendirirken ,altımızda oynayan takımların düşmeme ,üsttekilerin ise ligde hedef koyarak devam edeceklerini herkes iyi biliyor.Kadromuz çok iyi bilen ligin tüm takımları kapanan bir savunmayı çözmenin hesapları yapacaklar.Biz de bu dönemde savunmaya aldığımız Recep ile kaybetmeyi düşünmeyen bir takım kimliğimiz koruyacağız.Ne zaman hedef büyütürsek  o zaman başarı karakteri yüksek düşüncelere destek vereceğiz.Kaybetmeyelim mantığı ile mücadele ederken taraftar sayımız düşeceği bilinen bir gerçektir.Dolayısıyla iyi futbol ve gol atan bir Alanyaspor’u desteklemek için illaki "mutfak"ta bulunmakta önemli değil. 

Hiç yorum yok: